TRUMP'IN YÜKSEK MAHKEME YARGIÇLARI ONU OY PUSULASINDAN DEFETMELİ*
Eğer orijinalizme olan bağlılıklarını sürdürmek istiyorlarsa tek seçenekleri bu.
Bruce Ackerman
Çev. Ertuğrul Kaan Yıldırım/A. Yasin Uysal

Yüksek Mahkeme Donald Trump'ın 2024 seçimlerinden men edilip edilmeyeceğini tartışadursun, yargıçların en az Trump kadar kendilerinin de anayasal meşruiyetlerinin tehlikede olduğunu kısa sürede anlamaları gerekiyor.
Colorado Yüksek Mahkemesi, Trump'ı oy pusulasından çıkarma kararını, 14. Değişiklik'in Görevden Men Maddesi'ni (Disqualification Clause) ilgilendiren Yeniden İnşa dönemi tartışmalarının incelikli ve kapsamlı bir incelemesine dayandırdı. Mahkeme, Trump'ın 6 Ocak ayaklanmasında kilit bir rol oynayan Proud Boys'a verdiği desteğin, değişikliğin yürürlüğe girdiği dönemde anlaşıldığı şekliyle bir "isyan" vakası teşkil ettiğini tespit etti. Üstelik mahkemenin tarihsel değerlendirmesi, önde gelen orijinalist akademisyenler ve hukukçuların neredeyse tamamı tarafından destek gördü.
Kısaca: Saf ve basit hâliyle orijinalizm, Trump'ın yarıştan dışlanmasına zemin teşkil etmektedir. Bu gerçeklik, Yüksek Mahkeme'nin temel bir ikilemle yüzleşmesini gerektirmekte ve Yargıçlar Neil Gorsuch, Brett Kavanaugh ve Amy Coney Barrett için büyük bir imtihan niteliği taşımaktadır. Trump tarafından atanan yargıçlar Senato'daki onay oturumlarında "orijinalizme" bağlılıklarını gururla ilan etmekle kalmadılar, aynı zamanda bu bağlılıkları Dobbs davasında Roe v. Wade'in ve kürtajın anayasal bir hak olduğunu reddetmenin temelini oluşturdu. Nihayetinde pek çok Amerikalı şunu soracaktır: eğer "orijinalizm" yeni çoğunluğun kadınların bedenleri üzerindeki kontrolünü ellerinden almaya yetiyorsa, neden Trump'ın ülke üzerindeki kontrolünü elinden almaya yetmiyor?
Trump ve müttefikleri, atadığı yargıçların sabık başkanın en lehine olan yönde oy kullanacağını varsayıyor. Demokrasinin selameti için mahkemenin seçmenlerin Cumhuriyetçi başkan adaylığı için en önde giden ismi seçme şansını elinden almaması gerektiğini savunuyorlar. Ve onu oy pusulasından çıkaracak bir kararın şiddetli bir iç kargaşaya yol açabileceği uyarısında bulunuyorlar.
Ancak Trump'ın atadığı üç yargıç orijinalist ilkelerine sadık kalır ve Trump'ın yarıştan men edilmesi yönünde oy kullanırsa, aslında Amerikan demokrasisini güçlendirecek ve ülkedeki keskin bölünmelerin hafifletilmesine yardımcı olabileceklerdir - üstelik kuşatılmış Yüksek Mahkeme'yi de kuvvetlendireceklerdir.
Mahkeme Başkanı John Roberts burada kilit bir rol oynayabilir. Roberts, başkan olarak kariyerini, mahkemenin incelikli anayasal tartışmalar ve ilkeli kararlar için bir forum olma rolünü muhafaza etmeye yönelik süregiden bir çabaya adamıştır.
Roberts da Dobbs kararının Yüksek Mahkeme'ye dair bu geleneksel anlayışa büyük bir darbe indirdiğinin ziyadesiyle farkında. Ancak Barrett, Gorsuch ve Kavanaugh'un, Yargıçlar Ketanji Brown Jackson, Elena Kagan ve Sonia Sotomayor'un hararetli muhalefetlerinin ortasında Colorado'nun kararını bozma yönünde Yargıçlar Samuel Alito ve Clarence Thomas'a katılmaları halinde kamuoyundaki yabancılaşma daha da artacaktır. Buna karşılık Roberts, Trump'ın atadığı bir kişiyi bile kendi orijinalist ilkelerine sadık kalmaya ve kendisiyle liberal kanada katılmaya ikna edebilirse, mahkeme Trump'ın 6 Ocak'ta gerçekten de bir "isyana" katıldığına dair iki kutbun da desteklediği bir görüş yayınlayabilecek bir konumda olacaktır.
Trump'ın atadığı yargıçlar Colorado kararını onaylayarak, kendilerinin Senato'daki tasdiklerini mümkün kılan Başkan'ın yalnızca birer tak şak yargıcı olmaktan ibaret olmadıklarını ve mahkeme hakkında kamuoyunda hakim olan şüpheciliğe rağmen, çetin davaları temel ilkeler doğrultusunda karara bağlamak için devam eden bir çaba içinde yargıç meslektaşlarına el uzattıklarını açıkça göstermiş olacaklardır.
Elbette Trump'ın kendisi de öfkeyle tepkisini gösterecektir. Zaten Yüksek Mahkeme'ye yaptığı başvuruda, kendisini men etme çabalarının ülke çapında "kaos ve kargaşaya yol açma" tehlikesi taşıdığı uyarısında bulundu. Ancak nihai yanıtı, önümüzdeki aylarda karşı karşıya kalacağı ceza yargılamaları nedeniyle yatışabilir. Savcılar ve yargıçlar, Proud Boys gibi müttefiklerinin şiddet içeren protestolara katılmaları için yaptığı kışkırtıcı çağrılara olumlu yanıt vermeyecektir. Bununla birlikte, nispeten sakin kaldığı takdirde, daha geniş bir kitleye hitap etmek için hala birçok şansı olacak ve söyleyeceklerinin başkanlık kampanyası üzerinde büyük bir etkisi olacaktır.
Yüksek Mahkeme'nin adaylığını yasaklaması halinde iki seçeneği olacak. Bir yandan, artık kahramanlarına oy veremeyecekleri için takipçilerini sandıkları boykot etmeye çağırabilir. Diğer yandan, herhangi bir Cumhuriyetçi adayla anlaşma yapabilir ve Amerika'yı Yeniden Yüce Kılmanın [MAGA, Make America Great Again, ç.n.] ikinci en iyi yolu olarak onun seçilmesini destekleyebilir.
Her iki durumda da pozisyonunun sezgilere aykırı sonuçları olacaktır. Her ne kadar sıkı yandaşları boykot çağrısına kulak verse de, bu durum ön seçimlere katılan ılımlı Cumhuriyetçilerin oy oranını büyük ölçüde artıracak ve ana akım bir Cumhuriyetçi Parti adayının partinin adaylığını elde etmesine yardımcı olacaktır. Buna karşılık, Trump kendine bir vekil belirlerse, namzeti partinin adaylığını kazanabilir, ancak MAGA [Make America Great Again, ç.n.] çizgisine sadık kalırlarsa genel seçimi kazanmakta güçlük çekebilirler - çünkü Cumhuriyetçiler kazanmak için salıncak eyaletlerdeki merkez seçmenlerin desteğini almak zorunda.
Lakin Yüksek Mahkeme'nin Görevden Men Maddesini haklı bulmasının çok daha önemli bir sonucu olacaktır: Joe Biden üzerindeki etkisi. Her ne kadar yorumunu beyandan kaçınsa da, Biden geçen ay "Trump aday olmasaydı, aday olacağımdan emin değilim" dediğinde çok az kişi şaşırmıştı. Başkan'ın kabul ettiği üzere, Demokrat Parti'nin Trump'ı yenmek için en iyi seçeneğinin kendisi olduğuna inanmaya devam etmekle birlikte, ikinci döneminin sonunda 86 yaşında olacak.
Ancak mahkeme Anayasa'ya sadakatini sürdürecek olursa Trump aday olamayacak. Onun yerini çok daha genç bir Cumhuriyetçi aday alacak ki bu da Biden'ın kararını yeniden gözden geçirmesine yol açmalıdır. Yakın zamanda yapılan Gallup Anketi, yeni yıla yüzde 39'luk bir görev onay oranıyla girdiğini, bu oranın modern zamanlardaki tüm başkanların ilk dönemlerindeki onay oranlarından daha düşük olduğunu ve yaşının anketlerdeki kıvranmasının en önemli sebeplerinden biri olduğunu gösteriyor. Trump'ın oy pusulasında yer almaması halinde, Başkan, sahneden çekilmesi ve Demokratların ön seçimini daha genç adaylara bırakması için yoğun bir baskı altında kalacak.
Eğer bunu yaparsa, 2024 kampanyası çarpıcı biçimde farklı bir hal alacaktır. Seçmenler Biden ve Trump'ın birbirlerine karşı bildik eski saldırılarını duymayacaklar. Demokrat ve Cumhuriyetçi adaylar yüzlerini geleceğe dönecek ve ulusun içeride ve dışarıda karşı karşıya olduğu esas sorunlara çok daha farklı çözümler getirecek.
Bunun gerçekleşmesini sağlamak için Yüksek Mahkeme kampanyayı yeniden başlatmak üzere son bir adım atmalıdır. Yargıçlar Colorado davasını 8 Şubat'ta görüşecek, fakat şu anda 15 eyalet ön seçimlerini 5 Mart'taki Süper Salı için planlamış durumda. O ayın sonunda seçmenler ulusal kongrelere katılacak delegelerin yarısından fazlasını seçmiş olacak. Ancak bunu artık yarışmayacak olan öncü adaylarla yapmış olacaklar. Yargıçlar, her iki partiden yeni adayların seçmenlere kendilerini anlatabilmelerine olanak tanımak için Süper Salı'yı Mayıs başına erteleyen bir tedbir kararı çıkarmalı ve potansiyel adaylara eyalet oy pusulası gerekliliklerini yerine getirebilmeleri için altı haftalık bir fırsat tanımalıdır.
Cumhuriyetçilerin kongresi Temmuz ortasında, Demokratların kongresi ise Ağustos ayında toplanacak. Bu da eyaletlerin ön seçimlerini yapmak için Mayıs ve Haziran aylarında hâlâ iki ayları olacağı ve adayların kampanya yapmak için bolca zamanları kalacağı anlamına geliyor.
Sonuç olarak, seçmenler oylarını kullanırlarken göz önünde bulunduracakları çok daha anlamlı bir dizi seçeneğe sahip olacaklar. Dahası, diğer adaylar resmen aday gösterildiklerinde, Trumpvari tarzda bire bir karşılaşmalardan kaçınmak yerine, temel konularda bir dizi ciddi tartışmaya girme fırsatına sahip olacaklar.
Sözün kısası, Yüksek Mahkeme Colorado kararını tasdik ederek sadece kendi sarsılan meşruiyetini yeniden inşa etmek için uzun ve zorlu bir mücadeleye başlamakla kalmayacak, aynı zamanda Amerikan halkının demokratik enerjisini yeniden harekete geçirecek ve başkan olarak seçilecek kişinin ciddi bir sosyal ve siyasi reform programı için halktan ve kongreden destek almasını sağlayabilecektir. Şüphesiz, bu yasama girişimleri Beyaz Saray'a Demokratların mı yoksa Cumhuriyetçilerin mi gireceğine bağlı olarak büyük farklılıklar gösterecektir. Ama her iki durumda da değişimin genel gidişatı seçmenlerin elinde olacaktır.
Demokrasi tam da bununla ilgilidir. Aksine, başkanların seçimleri kaybettikten sonra iktidarda kalmak için güç kullanması halinde demokrasinin işlemesi mümkün değildir. Mahkeme Anayasa'ya sırtını döner ve Trump'ın yarışmasına izin verirse, birçok yorumcunun öne sürdüğü gibi, Trump'ın siyasi kaderine "seçmenlerin karar vermesine izin vererek" demokrasi davasını ilerletmiş olmayacaktır. Yargıçlar bunun yerine Birleşik Devletler'i, yargının pasifliğinin trajik bir sıklıkta, seçimleri kaybeden başkanların darbe yapmasına olanak tanıdığı Latin Amerika istikametine doğru itmiş olacaklardır.
Bu tarihsel deneyim, Biden 2024'te Trump'ı yense dahi, Yüksek Mahkeme'nin Anayasa'yı müdafaadaki başarısızlığının, 21. yüzyıl boyunca Amerikan demokrasisinin ölümüne yol açacak bir kısır döngünün önünü gayet de açabileceğini göstermektedir. Ancak yargıçlar ilkelerine sadık kaldığı takdirde, mahkemenin itibarı - ve de Amerikan demokrasisi - yeniden rayına oturacaktır.
![]() |
Bruce Ackerman (1943- ) |
* : 25 Ocak 2024 tarihinde Politico internet sitesinde yayınlanmıştır. (https://www.politico.com/news/magazine/2024/01/25/supreme-court-originalism-trump-ballot-eligibility-00137666)
Yorumlar
Yorum Gönder